Ardahan
Ardahan (Gürcüce: არტაანი (Artaani); Ermenice: Արդահան (Ardahan); Kürtçe: Erdêxan), Türkiye'nin kuzeydoğu kısmında, Gürcistan sınırı yakında yer alan bir kenttir. 1992'den bu yana Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi ile Karadeniz ikliminin Kafkaslar üzerinde hakim olduğu Ardahan ilinin merkezidir. 2012 yılı itibarıyla 19.075 olan nüfusuyla Türkiye'deki en küçük il merkezidir. İlin genelinde Yayla iklimi sert karadeniz iklimi hakimdir. İlin kuzeyi ve batısı olan ilçeler Doğu Karadeniz iklimine sahiptir. İlin güneyi ise karasal iklime sahiptir. Ardahan ilinin merkezi de karasal iklime sahip olduğunda il Doğu Anadolu bölgesindedir.
Tarih ve Kültür
Ardahan kentinin kuruluşu hakkında bilgi yoktur. Gürcü tarihçi Leonti Mroveli’nin Kartlis Tshovreba adlı ünlü Gürcü tarihinde aktardığı rivayete göre Mtshetos’un oğlu Cavahos Tsunda ve Ardahan kentlerini kurmuştur. Ancak kuruluşu sırasında Ardahan’ın adı Kacta Kalaki’ydi (Şeytan Şehri). Kacta Kalaki daha sonra Huri adını almıştı.[7] Gürcüce kaynaklarda Artaani adı sadece bölgeyi adlandırmak için kullanılıyordu. Başlangışça Kacta Kalaki, Huri olarak adlandırılan yerleşim birimine daha geç tarihlerde Artaani denmiştir. 16. yüzyılın sonlarında, Osmanlıların Gürcülerden ele geçirdiği toprakların erken dönem tahriri olan 1595 tarihli Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan’da da yönetim merkezinin adı Ardahan değildi. Ardahan-i Büzürg (Büyük Ardahan) olarak kaydedilen livanın (sancak) idari merkezinin adı Parakan (Rabat-i Kale-i Parakan; رباط قلعه پرهكن) idi.[8] Parakan Büyük Ardahan livasının en önemli kale-kentiydi. Parakan ya da Parakani adı ünlü Gürcü tarihi Kartlis Tshovreba’da da geçmektedir. Osmanlılar 16. yüzyılda Gürcü atabegleri yönetimi altındaki Samtshe-Saatabago karşı açtıkları savaşta önce Ardanuç’u (Artanuci), sonra da Parakan’ı (Parakani) ele geçirdiler. Parakan Kalesi'nin ele geçirdikten sonra Osmanlılar bütün Ardahan bölgesine hâkim oldular. Parakan adı ayrıca Evliye Çelebi ile Kâtib Çelebi’nin eserlerinde de geçmektedir.
Ardahan Üniversitesi'nin kuzey tarafı, "Ay-Yıldız"ın resmedildiği tepe. Ardahan kentini anlatan pek çok metinde, bölgenin tarihi ile kentin tarihi birbirine karıştırılmaktadır. Bundan dolayı antik çağdan ortaçağa değin Ardahan bölgesine hâkim olan bütün devletlerin Ardahan kentini de ele geçirdikleri biçiminde yanlış bilgi verilmektedir. Oysa Ardahan kentinin eski adları olarak aktarılan Kacta Tsihe, Huri ve Parakani kale-kentlerinin tam da bugünkü Ardahan kentinin yerinde kurulmuş olduğuna ilişkin kesin bilgi mevcut değildir. Osmanlı Devleti’nin Kars ve Ardahan bölgelerini ele geçirdiği 16. yüzyılda Ardahan-i Büzürg (Büyük Ardahan) Gürcistan vilayeti, Ardahan-i Küçük (Küçük Ardahan) olarak anılan tarihsel Kola bölgesi (sonra Göle) ise Kars vilayeti sınırları içinde yer alıyordu. Ardahan-Büzürg livası (sancak) Kuzay, Meşe ve Güney nahiyelerinden oluşuyordu.
Bugün Kura Nehri’nin iki yakasına yayılmış olan Ardahan kenti, uzun süre Osmanlı yönetiminde kaldıktan sonra, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Rusya İmparatorluğu’nun eline geçti. Çarlık Rusya’sı yönetimi altında Ardahan, Ardahan sancağının (okrug) ve Ardahan ilçesinin (uçastok) merkeziydi. 1878'de Ardahan kasabasında 831’i erkek ve 795’i kadın olmak üzere 1.626 kişi yaşıyordu. Sonraki yıllarda Ardahan sancağından olduğu gibi Ardahan kasabasından da göç oldu ve Ardahan kasabasının nüfusu 1881’de 663 kişiye düştü. Ertesi yıl kasabanın nüfusu 719 kişiden oluşuyordu.[9] Bir başka kaynağın aktardığı resmi verilere göre Ardahan sancağından (okrug) 1.407 hane veya 22.843 kişi Osmanlı ülkesine göç etmiştir.[10] Bununla birlikte, nüfusu azalmış olan Ardahan kasabasında Müslümanların dışında Ermeniler ve Rumlar, az sayıda da Yahudi yaşıyordu. Kasabada tuğla ve deri imalathaneleri ile değirmenler ve bir tane de meslek okulu vardı.
5 Mayıs 1877'de Rus birlikleri tarafından Ardahan Kalesi'ne karşı girişilen saldırı. Aleksey Kivşenko. I. Dünya Savaşı sonlarına doğru Rus ordusunun bölgeden çekilmesinin ardında Ardahan, 1918-1921 arasında bağımsız olan Gürcistan sınırları içinde kaldı. 1921'de, Kızıl Ordu'nun Gürcistan'ı işgali sırasında Ardahan, Batum ve Artvin bölgeleriyle birlikte fiilen Türkiye'ye katıldı. Ancak bağımsız Gürcistan ordusunun komutanlarında Giorgi Mazniaşvili Türk birliklerini Batum'dan püskürtüp kenti Bolşeviklere teslim etti. 16 Mart 1921’de, Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti arasında imzalanan Moskova Antlaşması’yla Ardahan ve Artvin Türkiye’ye bırakıldı. Türk Kurtuluş Savaşı'nın önderi Mustafa Kemal Paşa, 1927 tarihli uzun konuşması olan Nutuk'ta Ardahan'ın Türkiye'ye katılmasını şöyle anlatır:
8 Şubat 1921 de Ankara’da itimatnamesini takdim etmiş olan Gürcü sefirile de, Türkiye – Gürcüstan Muahedesi için müzakere başlamıştı. Nihayet 23 Şubat 1921 de verdiğimiz kat’i bir ültimatom üzerine Ardahan, Artvin ve Batum’un tarafımızdan işgaline muvafakat olundu. Batum’un işgali bu tarihten on beş gün sora vaki olmuştur. İşbu yerlerde, Türkiye’ye iltihakını sabırsızlıkla bekliyen halkın alkışları içinde işgal keyfiyeti vaki oldu. Bilahare, Moskova Muahedesi mucibince Batum tahliye ve fakat işgal eylemiş olduğumuz aksamı sairenin ana vatana merbutiyeti teyit olundu.[11]
Ardahan ve Artvin bölgelerinin Türkiye’ye bırakılmasından sonra Ardahan kasabası Kars vilayetine bağlı Ardahan kazasının merkezi oldu. O tarihte Ardahan kasabası iki mahalleden oluşurken, merkez kazaya 24 köy bağlıydı.[6] Ardahan ilçesi 1992 yılında Kars ilinden ayrılıp bir ile dönüştürülünce, Ardahan kasabası da bu ilin merkezi haline geldi. 2008 yılında kurulan Ardahan Üniversitesi, kentin 5 kilometre dışındadır.
Ardahan Kalesi Tarihsel yapılar Bugünkü Ardahan kenti sınırları içinde ve yakın çevresinde birkaç tarihsel yapı kalıntısı vardır. Bunlardan biri olan Mindaşeni Kilisesi’dir. Yapı, Ardahan kentinin güneydoğu ucunda, Göle yolunun sağ kıyısında yer alır. Parakani’nin (Ardahan’ın eski adı) bir köyü olan Mindaşeni’deki köy kilisesi, tek nefli bir yapıdır ve bir kısmı günümüze ulaşmıştır. 2011 yılında duvarları ayakta olan kilisenin bir duvarı, kısa bir süre sonra bilinçli biçimde yıkılmıştır. Bir başka kilise ise, Parakani (Ardahan’ın eski adı) adını taşıyan kalenin kilisesidir. Tek nefli bir yapı olan Parakani Kilisesi tamamen yıkılmıştır. Bugünkü kent sınırları içinde kalan ve kentin kuzeydoğu ucunda bulunan eski Kayabaşı köyündeki kubbeli kiliseden de günümüze sadece yıkıntılar kalmıştır.[12]
Kiliselerin dışında Ardahan kentinde ve yakın çevresinde, basızı yıkılmış birkaç kale vardır. Bugünkü Ardahan kentinin sınırları içinde sayılan eski Parakani köyündeki kale, kentin 3 kilometre kuzeyinde bir tepede yer alır. Orta büyüklükteki kale (70 × 55 m), 19. yüzyılda Ruslar tarafından askeri karargâh olarak kullanılmıştır. Ramazan Tabya da denilen bu kalenin 800 metre batısında, Ardahan kentinin 3 kilometre kuzeyinde bulunan Parakani Kalesi (60 × 36 m), iki dere arasındaki bir tepede yer alır. Kale tamamen yıkılmıştır. Ardahan kentinin 1,5 kilometre kuzeyindeki bir tepede, yığma taşla inşa edilmiş olduğu anlaşılan küçük bir kalenin (33 × 30 m) kalıntıları da günümüze ulaşmıştır. Bugün Ardahan Kalesi olarak bilinen kale ise, günümüze sağlam ulaşmıştır. Dikdörtgen planlı bir yapı olan kale (328 × 180 m), kent merkezinin kuzeyinde, Halil Efendi Mahallesi ile Ardahan kent merkezini birbirinden ayıran Kura Nehri’nin hemen sol tarafında yer alır. Ardahan Kalesi’nin 14 adet kule bulunmaktadır.[13]
Unfortunately no accommodations were found.
Unfortunately no tours were found.